Geri Dön

İK Çalışanları Neden Çevik (Agile) Yaklaşımı Öğrenmelidir?

Günümüzde yaşanan hızlı ve baş döndüren değişimin şirketler tarafından nasıl karşılanması gerektiğini düşünmüş müydünüz? Peki, ya bu değişim karşısında şirketlerin sergilediği tutumun faaliyetlerini doğrudan etkileyen bir faktör olduğunu söylesek? Evet, buradan yola çıkarak değişimi yönetebilmek için çevik (agile) yöntemlerin oldukça önemli olduğunu vurgulayabiliriz. Çünkü değişime hızlı bir şekilde uyum sağlayabilmek çeviklikten ve beraberinde getirdiği esneklikten geçmektedir. Sahadaki ihtiyacın farkında olan ve farklılıklara hızlı bir şekilde çözüm üretip eyleme dökebilen şirketler başarıyı yakalayacak da diyebiliriz. Toparlamak gerekirse; çevik olmayı başaran şirketler rekabet gücünü korumakla kalmayacak, bulunduğu sektörün de öncüsü olma yolunda ilerleyecektir. Durumun öneminin farkında olan yöneticiler, her birimde çevik yöntemleri uygulamanın önemli olduğunu düşünmektedirler. Bundan yola çıkarak bugünkü yazımızda çevikliğin uygulanmasının en çok önemsendiği alanlardan biri olan İnsan Kaynakları birimini ele alacağız. Nasıl mı? İK çalışanlarının neden çevik öğrenmeyi öğrenmesi gerektiğine dikkat çekeceğiz. Ayrıca İK’da çeviklik yaklaşımının benimsenmesinin faydalarına değineceğiz.

Haydi, o halde hazırsanız başlayalım. 🥳

İK Çalışanları Neden Çevik Öğrenmeyi Öğrenmelidir?

İK Çalışanları Neden Çevik Öğrenmeyi Öğrenmelidir?

Çevik (Agile) yaklaşım nedir?

Çevik yaklaşım, gelenekselleşmiş proje temelli yaklaşımlardan ziyade günümüze uyarlanabilen, esnek ve nispeten yenilikçiliği daha çok destekleyen proje yönetimi yaklaşımıdır. Bu yaklaşımda değişime karşı duyarlı ve esnek bir yapının oluşturulması amaçlanmaktadır. Hatta çevik yaklaşımın en önemli özelliğinin bu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bununla birlikte çevik yaklaşımın proje yönetiminde sıklıkla kullanıldığı görülmektedir. Genellikle projede yapılması gereken tüm işlerin parçalara bölünüp, her adımda öğrenilenler ve yapılanlar değerlendirilerek süreçte iyileştirilmelere gidilmektedir. Bu şekilde, yapılması planlanan işlere öncelik kazandırılmaktadır. Sürecin başarıyla ilerlemesini sağlayan etmenlerden biri olan geri bildirim ve iyileştirme yapmak, ekiplerin çevik yaklaşımı benimsemesini kolaylaştıracaktır. Son kullanıcıyı işin merkezine alan çevik yaklaşım; insana, iletişime ve geri bildirime değer veren sonuçları ortaya koyan süreçlere sahip bir yaklaşımdır.

İK'da çeviklik

Çevik İK nedir?

İK’da çeviklik, insan kaynaklarının; işe alım, çalışan eğitimi-gelişimi, yetenek yönetimi, çalışan katılımı, ödüller-yan haklar ve performans incelemeleri başta olmak üzere birçok konuyu kapsayan bir süreçtir. Çevikliği benimsemiş bir İK ekibi, şirketin genelinde çevik insanlar yetişmesi için öncü olabilecektir. Bu nedenle çevikliği şirkette yaygınlaştırmak istiyorsak ilk önce İK’da çeviklik başlığını ele almak gerekmektedir.

İK’da çeviklik değişim ve dönüşümün ötesinde yaşanan gelişmelerin İK’yı nasıl etkilediğini analiz edebilmeyi ve çalışanların dönüşümün bir parçası olmasını sağlar. Bu yüzden çevik yaklaşımı İK’da başlatmak şirketler için oldukça kritik bir noktadır. Çünkü, çevik İK’nın tüm çalışanlara yön verebilme ve dönüşümü içselleştirme imkanı sunduğu düşünülür. Ayrıca İK’da çalışan kişilerin; çevikliği daha iyi anlamasını, çevik çalışma ortamını oluşturulmasını, yapılan işlerde ve projelerde çevikliği kullanabilmesini sağlayacaktır.

İK neden çevik yaklaşımı öğrenmelidir? Çeviklik İK’ya ne gibi faydalar sunar?

İnsan kaynakları, tüm departmanların aktif iletişim ve iş birliği içerisinde olduğu bir birimdir. Bu yüzden çeviklik yaklaşımına özellikle ehemmiyet vermesi gerekmektedir. En küçük eylem bile şirket kültürünü ve çalışanlarını iyi veya kötü doğrudan veya dolaylı etkileyebilir. Bu yüzden çevikliğin ilk adımlarının İK’da atılması önerilmektedir. İK’da çeviklik kavramı, anlam bulunca tasarlanmak istenen organizasyon yapısı çalışanlar tarafından daha hızlı kabul görebilir. Bundan dolayı İK çalışanlarının “NEDEN” çevik öğrenmeyi öğrenmesi gerektiği konusuna kulak verilmesi İK’da çeviklik yaklaşımının açıklığa kavuşması ve daha anlaşılabilir olması için çok değerlidir. Haydi! hep birlikte bu nedenlerin ne olduğuna ve detaylarına bir göz atalım. 🙌

İK'da çeviklik

✔ Değişimin öncüsü olmak! 

Şirketlerin değişim ve dönüşüme uyum sağlayabilmeleri için İK ekiplerinin ve liderlerinin kesinlikle çevik değer sistemini içselleştirmiş bir yapıda olması gerekmektedir. Aksi halde yaşanan değişim ve dönüşümün arasında varlıklarını yitirebilirler. Bunu sağlayacak yegane şey ise; İK’de çeviklik felsefesini şirket içinde yaygınlaştıracak İK çalışanlarını yetiştirmektir. Vizyon olarak takınılan tutum bu olursa, şirket yapısını ve insanları çevikleştirmek için önünüze onlarca mükemmel fırsat çıkacaktır. Fırsatları görüp değerlendirmeniz ise değişimin öncüsü olmanızı sağlayacaktır. Değişim ve dönüşümün beraberinde yenilik ve inovasyon getirdiğini de hatırlatmakta fayda var. Çünkü, şirketlerin yeniliği ve inovasyonu içselleştirmek için esnek ve geri bildirime açık bir yapıda olması gerekmektedir.

✍ İK Çalışanları değişimin öncüsü olmak için çevik öğrenmeyi öğrenmelidir!

✔ İş birliğini arttırmak ve sürekli öğrenmek!

Çevik yaklaşımın İK tarafından öğrenilmesi teşvik edilmelidir. Çünkü İK, çalışanların şirkete yenilikçi ve yaratıcı fikirlerini sunmaları için alan oluşturur. Çevik öğrenmenin olmadığı bir ortamda çalışanlar yürütülen projelere farklı ve yenilikçi fikirleriyle katkıda bulunmakta zorluklar veya engeller yaşayabilirler. Sürekli öğrenme metodolojisini benimseyen ekiplerin, yaşadığı zorlukları veya engelleri bu yolla aştığı görülmektedir. Dolayısıyla ekipler, her türlü zorluk ve engeli çevik yaklaşımda iş birliği yoluyla çözüme kavuşturabilirler.

✍ İK çalışanları iş birliğini arttırmak ve sürekli öğrenme metodolojisini uygulamak için çevik öğrenmeyi öğrenmelidir!

✔ Akışta şeffaflığı sağlayıp, güven oluşturmak!

İK’nın yürüttüğü tüm süreçlerde, çalışanlar arasında şeffaflığın sağlanması çalışanların şirketin vizyonuna karşı güven duymasını etkilemektedir. Sadece şirket için değil. Çalışanların kendi aralarında da güven bağını oluşturup, süreçlerdeki şeffaflığı görmesi aidiyet duygusunu geliştirecektir. Böylece çalışanlar yaptıkları işi daha iyi yapmaya çalışacaklardır. Bu durum çevik yaklaşım perspektifinden ele alındığında; şeffaf ve güvenilir bir ortam sağlanmasının çevik insan gücünü arttırabileceği düşündürmektedir. İK’nın istediği şeylerden biri olan: çalışanların çevikleştirilmesi bu sayede gerçekleşecektir. Elbette ki ilk aşamada bunu uygulamak zorlayıcı olacaktır. Fakat çevikliğin bir süreç ifade ettiğini unutmamak gerekiyor. Süreci parçalara bölerek, ekipleri işin içine dahil edip, iyileştirilecek noktalar için geri bildirimleri almak ve tüm bu süreci şeffaf yürütmek çalışanların güven duygusunu arttıracaktır. Dolayısıyla çevik öğrenmenin benimsenme hızında da artış yaşanacaktır.

✍ İK çalışanları akışta şeffaflığı sağlayıp, güven oluşturmak için çevik öğrenmeyi öğrenmelidir!

✔ Şirket kültürüne ve çalışanlara değer katmak! 

Şirket kültürünün oluşturulmasında büyük katkıları olan İK birimi, çalışanlar ve yürütülen süreçler arasında çevik öğrenmeyi yaygınlaştırırsa şirketin imajını olumlu anlamda etkileyecektir. Yeni bir çalışma kültürünü benimsetmenin zorluğunu süreç içerisinde daha iyi anlayacaksınız. Fakat, pes etmeden çevikliği sağlamanın insanlardan geçtiğini hatırlamanız bu süreçlerde motivasyonunuzu arttıracaktır. İK bunu yaparak dönüşümü şirket içinde yönlendirmiş oluyor. Bu durum sizce de çok havalı değil mi? 😎

✍ İK çalışanları şirket kültürüne ve çalışanlarına değer katmak için çevik öğrenmeyi öğrenmelidir!

✔ Son kullanıcıyı memnun ve mutlu etmek!

Çevik yaklaşımı içselleştiren bir İK birimi, şirkette çalışanlar arasında empatinin arttığını gözlemleyecektir. Empati artışının en güzel çıktısı da çalışanların daha insan odaklı olmasını sağlamasıdır. Bu evrede çalışanlar yürüttükleri işlerde ve projelerde son kullanıcıyı merkeze almayı değerli bulacaklardır. İK’nın oluşturduğu kültürün bu düşüncede büyük katkılarının olduğu kesindir. Üstelik süreç akışında ekstra kural veya prosedür uygulamanıza da gerek kalmaz. Çünkü, çevik öğrenme yaklaşımı yukarda bahsettiğimiz gibi bir zihniyet bir felsefe bir metodolojidir. İnsanın içine işlediğinde sezgiye dayalı öğrenme ve tahmin yürütme yöntemlerini kullanarak sürecin parçası olmaya çalışır. Dolayısıyla hem ekip motivasyonu artacak hem de son kullanıcı deneyimi iyileştirilecektir.

✍ İK çalışanları son kullanıcıyı memnun ve mutlu etmek için çevik öğrenmeyi öğrenmelidir!

İK'da çeviklik

Değişimin ve dönüşümün dorukta olduğu bu dönemde İK çalışanlarının bu yönde kendini geliştirmesini değerli buluyoruz. Çevik yaklaşımı dinleyen, anlayan, uygulayan ve benimseyen şirketler rakiplerinden on adım önde olacaktır. Nereden mi biliyoruz? Yaşadığımız anı sorgulamak bunu anlamak için yeterlidir. Ekiplerinizde çevik öğrenme yaklaşımını içselleştirmek için takım çalışmalarına, iş birliklerine ve iletişim uygulamalarına yer verebilirsiniz. Unutmayın! değişime karşı çıkanlar değil, değişimin öncüsü olanlar kazanacaktır. 🙌

Umuyoruz ki faydalı ve aydınlatıcı bir içerik olmuştur. 🎈

Yazıyla ilgili görüş bildirmek isterseniz yorumlarınızı heyecanla bekliyoruz. Ayrıca işe alım danışmanlık hizmetlerimizden faydalanmak isterseniz buradaki formu doldurabilirsiniz. En kısa sürede dönüş sağlayacağız. ✨🤩

Koala ile kalın… 🐨🧡


Ek Kaynaklar:

Koala HR Solutions
Koala HR Solutions

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

İnternet sitemizden en verimli şekilde faydalanabilmeniz ve kullanıcı deneyiminizi geliştirebilmek için Cookie kullanıyoruz. Çerez Aydınlatma Metni