Covid-19 pandemisinden sonra hızlı bir şekilde yaşanan değişim ve dönüşüm domino etkisi misali dokunduğu her alana etki etti. Bu alanlardan birisi de iş dünyası çalışma alışkanlarımız oldu. İş dünyasının temel yapı taşı olan, çalışanlar üzerindeki etkisi ise devrim olarak nitelendirilmektedir. Gerek çağ değişimi gerek kuşak değişimi bu dönüşüme etki eden faktörlerin başında gelmektedir. Bu yüzden çalışanların süreçten nasıl etkilendiği ve gelecek dönemlerde nasıl bir yol izleyeceği yöneticiler tarafından dikkate alınması gereken başlıca konulardan biri haline geldi. Çalışanın evrimi geleceğin devrimi, mottosuyla yazılan bu yazımızda günümüzden geleceğe doğru giderek çalışan profilini bekleyen değişimi inceleyeceğiz. Elbette ki bu konuda tahmin yapmak zor olabilir. Ancak, içinde bulunulan şartlar ve yaşam koşullarını esas alarak yapılacak tahminler, yöneticilerin çalışanlarına karşı yaklaşımını belirleyebilmek için oldukça mühimdir. Nitekim, son zamanlarda çalışanlar genelinde yaşanan sessiz istifa, verimsiz çalışma ve odaklanamama gibi sorunlar çalışanların yaşadığı değişim ve dönüşümü anlamaya yönelik çabaların arttırılması gerektiğine bir işaret olarak yorumlanmaktadır.
Haydi, merak ve heyecanla beklenen bu konunun derinliklerine birlikte inelim! 🥳
“Çalışanın Evrimi” nedir?
“Çalışanın evrimi” terimi, iş dünyasında çalışanların rol ve sorumluluklarının değiştiği anlamına gelmektedir. Gelecekte, çalışanların yaptığı işlerin ve iş yapış şekillerinin değişmesi beklenmektedir. Bu değişimler başta olmak üzere birçok faktör çalışanların evrimine neden olma potansiyeli taşımaktadır. Örneğin; teknolojik ilerlemeler çalışanların işlerini değiştirip, becerilerini geliştirmesi gerektiği yeni işler ortaya çıkarabilmektedir. Aynı zamanda, çalışanların işlerinin yapısı ve yapılış şekilleri de değişebilir. Mesela, çalışanlar artık daha fazla esnek çalışma saatlerine ve daha fazla çalışma yerine sahip olabileceklerdir.
Değişen her rol ve sorumluluk çalışanın evrimini gerçekleştiren bir etmen olarak ele alınmaktadır. Dolayısıyla, çalışan evrimi kavramını anlamaya çalışırken gelecekte değişmesi ön görülen her şeyi bu kapsamda değerlendirmek mümkündür.
“Geleceğin Devrimi” nedir?
Geleceğin devrimi olarak da ifade ettiğimiz çalışanın devrimi kavramı, iş dünyasında büyük değişikliklerin olmasını ifade etmektedir. Bu değişiklikler, genellikle teknolojik ilerlemeler veya değişen iş pazarı koşulları nedeniyle gerçekleşmektedir. Değişikliklerden yola çıkarak gelecekteki iş dünyası ve çalışan profiliyle ilgili bazı tahminler yapılmaktadır. Yani; günümüzdeki değişim ve dönüşümden etkilenen çalışan profilinin geleceğe yansıyan pozitif etkileri şeklinde de ifade edilmektedir.
Peki, geleceğin devrimi nasıl mı olacak?
Çalışanların evrimi beraberinde yenilikleri ve farklılıkları getirdikçe gelecekte yaşanacak devrim de bir o kadar güçlü ve etkili olacaktır. Şirketler başta olmak üzere ilk kullanıcıdan son kullanıcıya kadar bu süreç herkesi ilgilendirmektedir. Hatta şirketler benimsedikleri vizyon ve misyonu dahi bu evrimin ön görülerine göre kurgulamalıdır. Aksi takdirde değişim yaşandığında uyum sağlayamadığı için yok olma tehlikesi yaşayacaktır. Bununla birlikte çalışanların da kendilerini bekleyen değişimin farkında olarak kariyer yolunu inşa etmesi önerilmektedir. Geleceğin devriminde çalışanlar, artık süreçlere daha aktif katılan, daha çok söz sahibi olmaya çalışan, öğrenirken öğreten, iletişimi sıkı tutan ve çevik (agile) yapıya hakim olan kişiler olacaktır. Bu sebeple çalışanların evrimi hem şirketleri hem çalışanları karşılıklı olarak ilgilendiren ve birbirlerine karşı sorumluluk oluşturan bir yapıdır.
Şimdi ise geleceğin devriminin nasıl olacağına muhtemel ön görüleri paylaşmak istiyoruz.
Esnek çalışma anlayışı yaygınlaşacak:
Esnek çalışma, çalışanların zaman ve mekân olarak esnek bir şekilde çalışmalarını sağlayan bir çalışma yapısıdır. Bu yapı, çalışanların çalışma saatlerini, yerlerini ve çalışma şekillerini kendi tercihlerine göre belirleme imkanı vermektedir. Esnek çalışma, çalışanların iş ve kişisel yaşamlarını dengede tutmalarına yardımcı olup, daha mutlu ve verimli olmasını sağlar. Esnek çalışma, çeşitli şekillerde uygulanabilmektedir. Ancak en yaygın olarak evden çalışma, yarı zamanlı çalışma ve günübirlik çalışma şekilleri bilinmektedir.
Çalışanlar gün geçtikçe esnek çalışma saatlerini daha çok benimsemeye başlamışlardır. Geçmişte ve günümüzde belli bir mesai kavramı altında çalışıldığı görülmektedir. 09.00-17.00 gibi mesela. Ancak dünyadaki hızlı değişim ve dönüşümün etkileri çalışan saatlerinin daha esnek olması gerektiğini beraberinde getirmiştir. Bu esneklik sadece çalışma saati için değil, aynı zamanda çalışma yerlerinin de esnek olmasını kapsamaktadır. Örneğin, çalışanlar ofiste çalışmak zorunda olmadan evlerinden veya mobil cihazlarından çalışarak işlerini yapabileceklerdir.
Çalışanların, esnek çalışma anlayışı ile ilgili yaşadığı evrim, yeniliğe ve çağa uyum sağlayan şirketlerde devrim oluşturacaktır. Bu yüzden şirketlerin, bilhassa yöneticilerin sistemlerini bu yapı etrafında şekillendirmesi önerilmektedir.
Teknolojik ekipman kullanımı mekandan bağımsız hale gelecek:
Yukarıda bahsettiğimiz esnekliğin bir getirisi olan mekandan bağımsız teknolojik ekipman kullanımı, gelecekte yaygınlaşması ön görülen bir durumdur. Günümüzdeki ofis ekipmanlarına bağlı çalışma stili yavaş yavaş yerini “iş yapmayı kolaylaştıran” ekipmana bırakacaktır. Yani, çalışanlar şirket ekipmanlarına bağlı iş yapma sürecinden bulundukları ortamda, erişebildikleri herhangi bir teknolojik ekipmandan yararlanarak işlerini yapabileceklerdir. Kendini bu duruma hazırlayan şirketler, çalışanın evrimi, geleceğin devrimine dönüşme sürecinde kazanan taraf olacaktır.
Aktif öğrenme ve bilgi paylaşımı artacak:
Aktif öğrenme, öğrenenlerin dikkatini, zihinlerini ve bedenlerini öğrendikleri bilgiye yönlendirmeyi amaçlayan bir öğrenme yöntemi olarak bilinmektedir. Ayrıca, öğrenenlerin sadece bilgi dinlemek yerine, bilgiye katılım göstermelerini, bilgi üretmelerini ve yeni bilgiler üzerine düşünmelerini sağlamaktadır. Bu yöntem, öğrenenlerin bilgiye daha derin bir anlam katmalarını ve daha iyi anlamalarını sağlayan bir yöntemdir.
Bilgi paylaşımı ise, bir grup insan arasında bilgi, düşünce ve fikirlerin paylaşılması şeklinde ifade edilmektedir. Bilgi paylaşımı, insanlar arasında iletişimin sağlanmasına ve birbirlerinden öğrendikleri bilgilere erişebilmelerine yardımcı olmaktadır. Ayrıca, bilgi paylaşımı, insanların birbirlerine fikirlerini açıklamalarını ve katkıda bulunmalarını sağlayan bir süreci de kapsamaktadır. Bilgi paylaşımı, öğrenme sürecini hızlandırmakla kalmayıp, öğrenme kalitesini de arttırmaktadır.
Çalışanlar geçmişte pasif öğrenme ve bilgiyi gizleme davranışlarında bulunabilmekteydi. Günümüzde bu durum artık yerini aktif öğrenme ve bilginin paylaşılmasını önemseyen anlayışa bırakmıştır. Çalışanların eğitim ve gelişime karşı hassasiyet duyması geleceğin devrimine zemin hazırlayan kritik bir gelişmedir. Aynı şekilde bu durum şirketlerin ve yöneticilerin de hazırlıklı olması gereken bir gelişmedir. Çünkü, yaşanan değişim ve dönüşüm işyerlerini, işleri ve iş tanımlarını değiştirme gücüne sahiptir. Dolayısıyla aktif ve sürekli öğrenmenin önemi de buna bağlı olarak artmaktadır. Gelecekte, çalışanların sürekli öğrenmeye ve öğretmeye odaklanması öngörülmektedir.
İş birliği ve takım çalışmasının önemi artacak:
İş birliği, bir grup insanın çeşitli roller ve yetenekleriyle birlikte çalışarak ortak hedefe ulaşmayı amaçlamasıdır. İnsanların birbirlerine katkıda bulunmalarını, birbirlerine destek olmalarını ve birbirlerini tamamlayıcı şekilde çalışmalarını sağlamaktadır. Bu sayede, kişiler daha verimli çalışarak daha iyi sonuçlar elde edebilmektedir. İş birliği, birçok farklı alanda kullanılmaktadır. Örneğin; ticari bir işletmede, farklı departmanlar arasında iş birliği yapılarak müşteri memnuniyeti ve satışların arttırılmasını sağlamak. İş birliği, insanlar arasında iletişimi sağlayan bir bileşendir. Ayrıca insanların birbirlerinden öğrendikleri bilgilere erişmelerine de yardımcı olmaktadır.
Takım çalışması, insanların birbirlerine destek olmalarını, birbirlerine güvenmelerini ve birbirlerine saygı duymalarını gerektirmektedir. Ancak, takım çalışmasının etkili bir şekilde yürütülmesi için, takım üyelerinin birbirlerine saygı duymaları, birbirlerine güvenmeleri ve birbirlerine destek olmaları beklenmektedir. Ayrıca, takım çalışmasının etkili bir şekilde yürütülmesi için, takım liderinin liderlik yeteneklerini kullanarak takım üyelerinin motivasyonunu arttırması ve takım üyelerinin işbirliğine teşvik etmesi önem taşımaktadır.
Geçmişte bireysellik ön plandayken gelecekte artık çalışanların iş birliği ve takım çalışması konusunda yetkinlik kazanacağı düşünülmektedir. Hızla yaşanan değişim ve dönüşüm çalışanın bu hususta evrimleşmesini gerektirmektedir. Takım çalışması ve iş birliği ile ilgili şirketlerin çalışanlarına yatırım yapması önerilmektedir. Ayrıca, çalışanlar arasında bu kültürün yaygınlaşması için de teşvik edici faaliyetler yapılmalıdır. Örneğin; çalışanlara farklı ülkelerden veya farklı yerlerden çalışarak bir projeyi tamamlayabileceklerini belirtilip, imkan vermeniz önerilmektedir.
Teknolojinin yoğun ve aktif kullanımı önem kazanacak:
Yoğun ve aktif teknoloji kullanımı; insanların günlük hayatlarında teknolojiyi sık ve devamlı bir şekilde kullanılmasını ifade etmektedir. Gelecekte, çalışanların hem işleri gereği hem de çağ gereği teknolojiyi daha sık ve verimli kullanması ön görülmektedir. Yaşanan değişimlere bakıldığında özellikle çalışanın evrimi açısından gelecek için öneminin arttığı görülmektedir. Çünkü, teknolojik gelişmelerin hayatımıza getirdiği yapay zeka ve robotlar bugünlerde birçok alana sızmış durumda. Bunun iyi yanları olduğu gibi endişe verici yanları da vardır. Şirketlerin ve çalışanların sistemde kendine yer bulabilmesi için dijital dönüşüme hazırlıklı olması gerekmektedir. Böylece, teknolojik gelişmelerin endişe verici yanları ortadan kaldırılabilecektir.
Şeffaf ve sürdürülebilir iletişim şirket kültürünün vazgeçilmezi olacak:
Şeffaf ve sürdürülebilir iletişim, kurumların etkin ve açık bir şekilde haberleşmesini kapsamaktadır. Bu tür bir iletişim, organizasyonun hedeflerine ulaşması için gereken bilgi ve becerileri paylaşmayı amaçlamaktadır. Şeffaf iletişim, herkesin bilgiye ve bilgi kaynaklarına erişimine izin vermektedir. Bu sayede organizasyonun üyeleri arasında dürüstlük, güven ve saygı oluşturmaktadır. Bu da organizasyonun verimliliğini ve etkinliğini artıran bir faktördür. Sürdürülebilir iletişim ise, gelecekte kurum içinde kalıcı bir şekilde iletişim kurulmasını sağlamaktadır. Bu iletişim, kurum kültürünün korunması için çok önemlidir. Çünkü, organizasyonun üyeleri arasında işbirliği ve koordinasyonun artmasını sağmaktadır.
Çalışanların gelecekte şeffaf ve sürdürülebilir iletişimi daha çeşitli gruplarla yapması beklenmektedir. Çalışanların, sadece kendi ülkelerinde değil, farklı ülkelerde bulunmaları gerekeceği için bu husus önemsenmektedir. Bu durum iletişimin önemini gündeme getirmektedir. Bu yüzden şirketlerin çalışanlarına iletişim konusunda vizyon katacak faaliyetlerde bulunması değerlidir. Örneğin, internet ve diğer iletişim araçları sayesinde, çalışanlar farklı ülkelerdeki insanlarla daha kolay iletişim kurabilirler.
📢 İşe Alım Danışmanlığı hizmetimizden faydalanmak isterseniz buradan bizimle iletişime geçebilirsiniz!
Bu yazımızda geri bildirimin önemine dikkat çektik. Umuyoruz ki faydalı ve aydınlatıcı bir içerik olmuştur. Geri bildirimlerinizi bizimle paylaşarak konuyu pekiştirmek ister misiniz? 🐨💜💚🧡